Adana, Türkiye’nin bir ili ve en kalabalık altıncı şehri. 2018 yılı verilerine göre, 2.220.125 nüfusa sahiptir. İlin yüzölçümü 13.844 km2‘dir. İlde km2‘ye 160 kişi düşmektedir. (Bu sayı en çok Seyhan ilçesinde 1787 kişidir.)
01.02.2018 TÜİK verilerine göre 4’ü anakent ilçesi (Seyhan, Yüreğir, Çukurova, Sarıçam) olmak üzere toplam 15 İlçesi ve belediyesi vardır. Bu ilçelerde 831 mahalle bulunmaktadır.
Türkiye’deki altıncı büyük metropolitan alan olup ülkenin önde gelen bir ticaret ve kültür merkezidir.Maden zengini 4. bölge olan Adana; krom, demir, manganez, kurşun ve çinko yatakları açısından önem taşımaktadır.
Adana’nın merkezi; Mersin, Adana, Osmaniye ve Hatay illerini kapsayan coğrafi, ekonomik ve kültürel bir bölge olan Çukurova’nın merkezinde bulunur. Yaklaşık 5,62 milyon insana ev sahipliği yapan bölgenin büyük bir bölümü, tarıma oldukça elverişli, geniş ve düz bir arazidir.
Havayolu, karayolu ve demiryoluyla ulaşabileceğiniz Adana, ülkemizin en büyük şehirleri arasındadır.
Adanaya bilet almak için lütfen tıklayınız
Adana’nın hava durumu yaz aylarında yüksek sıcaklıklara denk gelmektedir. Kışın ise daha ılıman bir hava durumuna sahip olan Adana’nın en güzel mevsimi bahar aylarıdır. Adana’da sıcaklık kaç derece olur sorusunun cevabı sizleri biraz korkutabilir; ancak yaz aylarında Adana’nın sıcaklık derecesi 51 civarında olabilmektedir.
Hatta Adana’nın 59 dereceyi gördüğünü bile meteoroloji tarafından bilinmektedir. Adana havaları yaz aylarında, insanları çok zor durumda bırakmaktadır.
Adana hava durumu bakımından en güzel ve en çok ziyaret edilme olasılığı yüksek olan dönemi ilkbahar dönemidir. Ayrıca bu dönemlerde yapılan festivallerde yurt içi tatilinize ayrı bir hava katacaktır. Dolayısıyla Adana ziyaretinizi yapılan festivallere göre ayarlayabilirsiniz.
Etkinlik bakımından birbirinden farklı ve birbirinden eğlenceli zaman geçirme imkânı sağlayan bu festivallerin tarihine dikkat ederek, Adana gezinizi şekillendirebilirsiniz. 31 Mayıs – 05 Haziran tarihlerinde Altın Koza Festivali’ne gidebilirsiniz. Tiyatro sevenler için uygun festival de bulunmaktadır.
Mart ayında Sabancı Uluslararası Tiyatro Festivali’ne tatilinizi denk getirebilirsiniz. Mayıs ayında Uluslararası Hava Oyunları Festivali, Uluslararası Engelli Gençlik Festivali, Nisan ayında Portakal Çiçeği Festivali’ne gidebilirsiniz.
2015 senesinde Adana’nın en yüksek sıcaklığı Ağustos ayında 59 derece olarak ölçülmüştür. Adana’nın en düşük sıcaklığı ise 28 Ocak 2012’de -6 derece olarak ölçülmüştür. Adana’da Akdeniz iklim tipi görülmesinden kaynaklı yaz aylarında nemin de ciddi oranda hissedildiğini belirtmekte yarar var.
Bu nedenle Adana yaylalarına gitmeyecekseniz Adana tatilinizi yaz aylarına bırakmamanızı tavsiye ederiz. Ancak Haziran ayının sonu Temmuz ayının başı gibi Adana’ya gitmek istiyorsanız 35 ve üzeri sıcaklığa hazırlıklı olmanızı ve yanınızda mutlaka yüksek koruyuculu güneş kremi almanızı tavsiye ederiz.
İyi tatiller!
Bahsedeceğim şeye börek diyerek kendisine haksızlık ettiğimi düşünüyorum. Çünkü bu, bir börekten çok daha fazlası.
Sanayinin içerisinde salaş bir seyyar arabada, lüks arabaların, iyi giyimli insanların sıra numarası alıp uzun kuyruklar beklediği lezzetli mi lezzetli bir su böreği bu. Bol peynirli, dışı çıtır.. Adana’ya sırf bu lezzet için bile gelinir. adana gezi
Tuhaf ama gerçek! Evet, Adana’da sabahları ciğer yeme kültürü var!
Bu olay aslında toprak işçilerinin ya da şehir çevresinde konuşlanmış işçi takımının Adana’ya kazandırdığı bir gelenek. Bu ciğer kültürü de Büyük Saat etrafında oldukça meşhur.
Yanında gelen; ezme, soğan salatası, yeşillik.. Mahmut Usta’nın samimi sohbeti ise ekstrası. Yiyebileceğiniz en taze ciğer burada olabilir. adana gezi
50 yıldır esnaf olan Birbiçer, Ciğerci Ulaş, Tarihi Büyük Saat ciğercisi Memet Usta ve Ciğerci Edip Usta’yı da tercih edebilirsiniz.
Adana’da kebap dışında et kültürünün daha yayılacağını söyleseler kimse inanmazdı herhalde. Kaburgacı Yaşar Usta’nın müşterilerine sunmuş olduğu lezzet ile buna inanmış olarak masadan tok kalkıyorsunuz.
Kuzu kaburgasından elde edilen ve şişlere geçirilerek servis edilen özel menüsü ile Kaburgacı Yaşar Usta, Adanalı olan ve Adana’ya misafir gelen herkese bir lezzet şöleni sunmaya yemin etmiş adeta. Tabii salt kaburga şiş yok, menüye kuşbaşı şiş ve kaburgadan yapılmış Adana kebabı eklenmiş.
Bu saydıklarımızın yanında Adana’da nereye giderseniz gidin masanızı şenlendirecek bir dolu meze çeşidi, yeşillik ikramı ve soğuk ayran ile beraber gözünüz ile beraber karnınız da bayram edecektir.
Yemek servisinin şiş adeti üzerinden yapıldığını söylemeden geçmeyelim! adana gezi
Tek kişinin iki şiş ile rahatça doyabileceği porsiyonlarla, Adana ziyaretinizi başka bir boyuta taşıyabilirsiniz.
Çakmak Caddesi’nde bulunan bu tatlıcı dükkanında camekanlar açık, kağıt alıp tatlı tepsilerine uzanıyorsunuz. Ayak üstü ister taş kadayıfı, ister halka tatlısını yiyorsunuz.
İlk başta para ödemiyorsunuz, istediğiniz kadar yedikten sonra en sonunda kaç adet yediğinizi söyleyerek paranızı ödüyorsunuz. Sokakta, açık bir alanda olunca önünden geçince yemeden duramıyorsunuz.
Her ne kadar baklavanın hası Antep’te, künefeninki Hatay’da olsa bile Adana’da da iyi tatlı yiyebileceğiniz yerler mevcut! Baklava için Tatlıcı Köse’ye künefe için Hasan Masat’a gidebilirsiniz. adana gezi
Nişasta ile su karıştırılıp pişirildikten sonra muhallebi haline gelir ve soğuduktan sonra kesilerek parça parça bir kase içerisine konulur.
Üzerine rendelenmiş buz, gül şerbeti ve çeşitli meyveler konularak servis edilir. Çoğunlukla ise pudra şekeri de eklenerek daha lezzetli hale gelir.
Pudra şekeri konulması şiddetle tavsiye olunur! adana gezi
Hayatımda hiç bu kadar ucuza bu kadar lezzetli bir şey içmemiştim!
Kazım Büfe’de siparişlerinizi kesirli sayılarla veriyorsunuz. 1, 1/2, 2/3 Ancak bu kesirler biraz farklı. Bu yüzden ölçü hesaplarını anlamaya çalışmayın! Geleni için, bir şey olmaz. Şimdi ben burada size anlatacağım ama anlamayacaksınız biliyorum, bu yüzden yaşayın öğrenin. adana gezi
Turpgiller ailesinden yapılan Adanalıların mucizevi milli içeceği! Öyle ki Adanadaki firmaların yemekhanelerinde bile şalgam veriliyor. Kimilerin kebabın yanına yakıştırırken, kimileri rakının yanında içmeyi tercih ediyor. Bir parça kırmızı havuç eşliğinde bardakta sunuluyor. Türkiye’nin her yerine kargolama imkanları da bulunuyor. adana gezi
1.Kebapçı Mesut, 2. Kaburgacı Yaşar Usta, 3. Elem Restoran, 4. Onur Kebap, 5. Tarihi Onbaşılar, 6. Asmaalatı Kebap
Ancak bir tanesi var ki bizim için özel. Yeşil Kapı Kebap. 2 katlı evden bozma inanılmaz salaş bir yer. İmalar kısmı çok leziz değil, bu yüzden kafanızda restoran ya da lokanta titizliği canlanmasın. Bir karışık kebap yapıyorlar..
Allahım o nasıl bir şey! İnsanın her şeyi bırakıp Adana’ya sırf bu kebap için geri dönesi geliyor. adana gezi
En lezzetli, hafif tatlı! Kadayıf ve kaymağın enfes buluşması.. Kebabın üzerine hafif olması nedeniyle çok tercih ediliyor. Fıstıklısını denemenizi öneririm. adana gezi
Şırdan aslında sadece Adana’ya özgü bir yiyecek değil. Tüm Güneydoğu Anadolu ve bilimum şehirlerde genellikle geceleri tüketilen koyun midesinin 4 parçasından biri olan şırdanın pirinç ve envai çeşit baharat ile doldurularak, koca tencerelerde pişirilmesi akabinde servis edilen bir yiyecektir.
Sakatat olduğu için çoğu insan sakınarak uzak durabilir, fakat farklı mutfak ve tatlara meraklıysanız mutlaka denemenizi öneririm.
Özellikle gece vakti Adana’da sokak başlarında, yol kenarlarında grup halinde bir tencere etrafında oturan insanlar görürseniz şaşırmayın, her şey bir şırdan uğruna! Görünüşü her ne kadar çok hoş olmasa da, gözlerinizi kapayın yiyin.
NOT : Hamburger yemek isteyenleri de Hamburgerci Mükerrem‘e alalım.
Bunların hepsini yapsanız bile etrafınızda çok fazla şey söyleyen olacaktır. Şunu şurada yemeden Adana’dan dönme, şunu yapmadan Adana’ya gitmiş sayılmazsın gibi. Siz boşverin, bunları tadın, lezzete doyun.. Her şeyi bir seferde yapmayın ki yine gitmek için bir sebep kalsın . adana gezi
Adana’nın tarihçesi 3.000 yıl kadar öncesine dayanmaktadır; bölgedeki arkeolojik bulgular Paleolitik Çağ’a değin uzanan insan yerleşkelerini gün yüzüne çıkarmıştır.
Arkeologların taş bir duvar ve bir şehir merkezi buldukları Tepebağ Höyüğü NeolitikÇağ’da inşa edilmiştir ve Çukurova bölgesindeki en eski şehir olarak düşünülmektedir.
Adana isminde bir yer Sümerdestanlarından biri olan Gılgamış Destanı’nda söz edilmektedir; ancak bu çalışmanın coğrafyası sözü geçen yerin konumunu belirlemek için çok muğlaktır.
Hattuşaş (Boğazkale)’de bulunan Hitit Kava yazıtlarına göre Kizzuwatna, MÖ 1335 dolaylarında Hititlilerin koruması altında Adana’yı yöneten ilk krallıktı.
Aynı zamanda şehir Uru Adaniya ve sakinleri ise Danuna olarak anılırdı. MÖ 1191-1189’a rastlayan yıllarda Hitit İmparatorluğu’nun çöküşüyle başlayan batı kaynaklı akınlar ovanın denetiminin çok sayıda küçük çaplı krallıklara geçmesine neden olmuştur.
Akabininde de Asurlular, MÖ 9. yüzyıl; Persler, MÖ 6. yüzyılda MÖ 333’te Büyük İskender; Selevkoslar; Kilikya korsanları; Romalı devletadamı Pompey; ve Kilikya Ermeni Krallığı (Kilikya Krallığı) bölgenin denetiminde söz sahibi olmuşlardır.
Romalılar döneminde Adana’nın göreceli olarak az bir önem arz etmekteydi ve bu sıralarda bölgenin metropolükonumunda Tarsus bulunmaktaydı. Gnaeus Pompeius Magnus devrinde ise şehir Kilikya korsanları için bir hapishane olarak kullanılmıştır. Birkaç yüzyıl sonra şehirde doğuya giden Roma askeri yolu üzerinde yerel bir istasyon kurulmuştur.
MS 395’te Roma İmparatorluğu’nun kesin çöküşünün ardından bölge Bizans İmparatorluğu’nun bir parçası haline gelmiş ve muhtemelen Julianus’un hükümdarlığı zamanında gelişmişti. Büyük köprülerin, yolların, hükümet binalarının, sulama ve fidanlıkların inşasıyla beraber Adana ve Kilikya bölgenin en önemli ve gelişkin ticaret merkezi haline gelmiştir.
Adana tarih boyunca sırasıyla Luvi Krallığı (MÖ 1900), Arzava Krallığı (MÖ 1500-1333), Hitit İmparatorluğu (MÖ 1900-1200), Asurlular (713-663 BC), Pers İmparatorluğu (MÖ 550-333)
Helen Antik Yunan Uygarlığı (MÖ 333-323), Selevkos İmparatorluğu (MÖ 312-133), Kilikya Prensliği (178-112), Romalılar (MÖ 112 -395), Bizans İmparatorluğu (395-638; 964-1071)
Abbasiler, Büyük Selçuklu İmparatorluğu, Memlükler, Ramazanoğlu Beyliği, Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye’nin egemenliği altına girmiştir.
Seyhan ve Ceyhan nehirlerinin deltasında verimli sulak arazide kurulu Adana’nın tarihi, coğrafi konumu nedeni ile MÖ 6000 yıllarına dek uzanmaktadır. Adana, Antik Kilikya Bölgesi’nin en önemli şehirlerinden birisidir. Hititler’den Osmanlı’ya, gelmiş geçmiş birçok medeniyetlerin beşiğidir.
Yaygın görüşe göre Adana, adını Yunan mitolojisine göre Gök tanrısı Uranus’un oğlu Adanus ‘dan almıştır. Ancak bu konuda başka muhtelif görüşler de ileri sürülmüştür. Bir görüşe göre Adana’ya ait en eski yazılı kayıtlara ilk defa, Anadolu yarımadasının en köklü uygarlıklarından biri olan Hititlerin kaya kitabelerinde rastlanmaktadır.
Boğazköy metinleri olarak bilinen MÖ 1650 yıllara tarihlenen bir Hitit tabletinde, Adana havalisinden Uru Adania yani Adana bölgesi olarak bahsedilmektedir. Bu konuda sadece bu tablet dikkate alınacak olsa bile Adana isminin en az 3640 yıllık bir geçmişi vardır.
Bir başka rivayete göre eski çağlarda Seyhan nehri kıyılarının bol miktarda söğüt ağacı ile kaplı olması ve bu ağacın Mezopotamya kavimlerince And ağacı olarak tanınması da kente Adana isminin verilmesinde etkili olmuştur.
Yine başka bir görüşe göre, ormanlık yörelerde yaşadığına inanılan Fırtına tanrısı Adad (Tesup) adının, ormanları bol Toroslar ile Seyhan nehri bölgesinin oluşturduğu Adana yöresine isim olarak verilmiş olduğuna inanılmaktadır. Fenikeliler de bölgeye efendi anlamına gelen tarım ve bitki tanrısı Adonis’in adını vermişlerdir.
Tarihi araştırmalardan elde edilen bilgilere göre, Adana, Yontma Taş Devri’nden bu yana yerleşim yeri olmuştur. Kilikya’nın en eski yerleşim merkezlerinden biri Tepebağ Höyüğü ilk çağlardan kalmadır. Höyükte rastlanan surlarla çevrili kent çekirdeği burada Neolitik çağda yaşayan kent dönemine ışık tutmaktadır.
Kilikya yöresinde yapılan arkeolojik araştırmalar neticesinde on değişik uygarlık ile devlet, krallık, beylik ve padişahlık gibi çok çeşitli siyasi güçlerin ortaya çıktığı görülmüştür. Kilikya’yı egemenlikleri altına alan medeniyetler şu şekilde sıralanabilir:
Luvi Krallığı, Kizzuvatna Krallığı, Hitit Krallığı, Kue (Ove) Krallığı, geç Hitit Krallığı, Asur Krallığı, Syennesis Krallığı, Pers İmparatorluğu, Helenistik Dönem, Selevkos Krallığı, Otonom Dönem, Roma İmparatorluğu, Büyük Selçuklu İmparatorluğu, Ramazanoğlu Beyliği ve Osmanlı İmparatorluğu.
Orta Çağ’da da Adana eski önemini korumaya devam etmiş, bu durum İpek Yolu’nun buradan geçmesiyle daha da artmıştır. Bu dönemde buraya egemen olan uygarlıklar ise bunlardır: Doğu Roma İmparatorluğu devri (395 – 638), Selçuklular Devri (1071 – 1097). Bu dönemde çeşitli uygarlıklar Kilikya bölgesine egemen olmak için savaşlar yapmışlardır.
7. yüzyılın ortalarında şehir Araplar tarafından ele geçirilmiştir. Arap kökenli bir kaynağa göre şehrin ismi Yazene’nin torunu Ezene’den gelmektedir.
Bizans 964’te Adana’yı yeniden ele geçirmiştir. 1071’de Alp Arslan’ın Malazgirt Meydan Muharebesi zaferinin ardından Selçuklular Bizans İmparatorluğu’nun büyük bir kısmını hakimiyeti altına almıştır. 1071 yılından bir süre önce Adana’ya ulaşıp şehri ele geçirmişlerdir; ve 1097’de Birinci Haçlı Seferi önderi Tancred Adana’yı ele geçirene kadar şehri ellerinde tutmuşlardır.
1132 yılında I. Levon komutası altındaki Kilikya Ermeni Krallığı tarafından ele geçirilmiştir. 1137’de ise bölgeye Bizans kuvvetlerince el konulmuştur fakat Ermeniler 1170 dolaylarında şehri yeniden hakimiyetleri altına almışlardır. 1268’de şehrin büyük bir bölümünü yıkan şiddetli bir deprem meydana gelmiştir.
Deprem sonrasında Adana yeniden inşa edilip 1359’a kadar Kilikya Ermeni Krallığı’nın bir bölümü olarak kalmıştır ancak yapılan bir barış antlaşması sonucu şehir III. Konstantin tarafından Mısır’ın Memlük Sultanı’na devredilmiştir. Memlüklülerin şehre girmesiyle beraber birçok Türk ailesinin Adana’ya yerleşmesine olanak sağlanmıştır.
Memlükler tarafından getirilen Ramazanoğulları Osmanlılar Adana’yı ele geçirene dek şehirde hüküm sürmüş Türk ailelerinden birisidir.
I. Dünya Savaşı’ndan sonra Adana ve çevresi Fransa tarafından işgal edildi. Mustafa Kemal Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı esnasında gösterdiği diplomatik başarı sonucu yapılan 20 Ekim 1921 tarihli Ankara Anlaşması ile Fransa, Adana ve çevresinden çekilmek zorunda kaldı (5 Ocak 1922).
II. Dünya Savaşı sırasında (30 Ocak 1943) İngiltere Başbakanı Winston Churchill ve İsmet İnönü, Adana’ya 23 kilometre uzaklıktaki Yenice’de bir araya gelmiştir. Toplantıda Churchill, Türkiye’nin müttefikler yanında II. Dünya Savaşı’na katılmasını istemiş, ancak İnönü bunu reddetmiştir. Tarihte bu zirve Adana Buluşması olarak bilinir.
1955 yılında Demokrat Parti hükumetinin ABD ile yaptığı anlaşma gereği olarak, Adana’nın 10 km doğusundaki İncirlik Beldesinde NATO Hava Üssü kuruldu. Soğuk savaş yıllarında, 1991 Körfez Savaşı’nda ve 2003 Irak Savaşı’nda etkin olarak kullanılmıştır.
1956 yılında Seyhan Barajı ve Hidroelektrik Santrali hizmete açıldı.
1998 yılında 6.2 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiştir. Ceyhan Depremi olarak bilinen depremde çoğu Ceyhan’da olmak üzere toplam 145 kişi yaşamını kaybetti.
Adana, 1986 yılında çıkarılan 3306 sayılı kanun[8] ile büyükşehir unvanı kazandı. Başlangıçta iki ilçe (Seyhan ve Yüreğir) Adana Büyükşehir Belediyesi’nin sınırlarına dahil edildi. 2004 yılında çıkarılan 5216 sayılı kanun ile büyükşehir belediyesinin sınırları valilik binası merkez kabul edilerek yarıçapı 30 kilometre olan dairenin sınırlarına genişletildi.[9]
Bu sınırlar içinde kalan 5 ilçe, büyükşehir ilçe belediyeleri hâline geldi.[9] 2012 yılında çıkarılan 6360 sayılı kanun ile 2014 Türkiye yerel seçimlerinin ardından büyükşehir belediyesinin sınırları il mülki sınırları oldu.[10]
Adana, Anadolu yarımadasının güneyinde ve Akdeniz kıyısında yer alan 36°30-38°25 kuzey enlemleri ile 34°48-36°41 doğu boylamları arasında ve Akdeniz Bölgesi’nde yer almaktadır.
Adana, tarihte Batılılar tarafından daha çok Kilikya olarak bilinen Çukurova’ya bir giriş kapısı olarak hizmet eden Akdeniz’in kuzeydoğu kenarında bulunmaktadır. Bu geniş düzlük Toros Dağları’nın güneydoğusu boyunca uzanır.
Adana’dan Çukurova’nın batısındaki Tarsus’a giden yol Toros Dağları eteklerindeki tepelerden geçer. Sıcaklık, her yükseltiyle beraber düşer, çünkü yol yaklaşık olarak 4000 m’lik bir rakıma ulaşır ve kayalıklı bir geçit olan Gülek Boğazı’ndan geçer ve İç Anadolu Bölgesi düzlüklerine doğru devam eder.
Şehrin kuzeyini hidroelektrik santrali ve 1956 yılında yapımı tamamlanan Seyhan haznesi kuşatır. Baraj hidroelektrik kuvveti için yapılmış olup alçak Çukurova düzlüğünü sulamak amaçlıdır. Ovaya dökülen şehrin iki sulama kanalı, şehir merkezi boyunca doğudan batıya doğru geçer. Yüreğir Ovasını sulama amaçlı yapılan başka bir kanal da bulunmaktadır.
Adana kuzeyinde Kayseri, doğusunda Osmaniye, kuzeydoğusunda Kahramanmaraş güneydoğusunda Hatay, kuzeybatısında Niğde ve batısında Mersin illeri ve güneyinde Akdeniz ile çevrilidir. Güneyi 160 km’yi bulan Akdeniz kıyılarıyla sınırlanan ilin yüzölçümü 14.125 km2’dir. Şehir merkezinin denizden yüksekliği 23 metredir.
Adana, Orta Toroslar’ın bir bölümü ile Amanos Dağları tarafından çevrilidir. Toroslar -batıdan doğuya- Uzunyayla’ya kadar uzanır. Bu dağlarda 3000 metreyi geçen yüksekliklerin yanı sıra sert yamaçlara ve derin vadilere rastlanır. Toroslar’ın bu bölümünde İç Anadolu Bölgesi’ni güneye bağlayan en önemli geçit olan Gülek Boğazı bulunur.
Toros ve Amanoslar ile Akdeniz arasında kalan alana ise Çukurova denir. Misis Dağları pek yüksek olmayan görünümleri ile Çukurova’yı ikiye böler. Güneyde kalan bölüme “Aşağı Ova” kuzeyde kalan bölüme ise “Yukarı Ova” denir.
İl sınırları dahilinde irili ufaklı birçok akarsu bulunmasına rağmen Seyhan ve Ceyhan nehirleri Adana’nın en önemli akarsularıdır. adana gezi
Adana, tipik Akdeniz iklimine sahiptir. Kışları ılık ve yağışlı, yazları ise sıcak ve kuraktır. En yüksek sıcaklık 12 Haziran 2012’de nemle birlikte 53,0 °C, nemsiz 46 °C olarak ölçülmüştür. En düşük sıcaklıksa 28 Ocak 2012’de −6 °C olarak kayıtlara geçmiştir.
Aylar | Oca | Şub | Mar | Nis | May | Haz | Tem | Ağu | Eyl | Eki | Kas | Ara | Yıl |
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
En yüksek sıcaklık (°C) | 26,5 | 26,7 | 32,0 | 37,5 | 40,6 | 41,3 | 44,0 | 45,6 | 43,2 | 39,4 | 33,3 | 30,8 | 45,6 |
Ortalama en yüksek sıcaklık (°C) | 14,9 | 16,2 | 19,5 | 23,8 | 28,2 | 31,7 | 33,8 | 34,6 | 33,1 | 29,0 | 22,5 | 16,8 | 25,3 |
Ortalama sıcaklık (°C) | 9,6 | 10,5 | 13,5 | 17,5 | 21,7 | 25,6 | 28,1 | 28,5 | 25,9 | 21,3 | 15,5 | 11,2 | 19,0 |
Ortalama en düşük sıcaklık (°C) | 5,5 | 6,1 | 8,5 | 12,1 | 15,9 | 20,0 | 23,2 | 23,5 | 20,4 | 15,9 | 10,7 | 7,1 | 14,0 |
En düşük sıcaklık (°C) | −8,1 | −6,4 | −3,6 | −1,3 | 5,6 | 11,2 | 11,5 | 14,8 | 9,3 | 4,8 | −4,3 | −4,4 | −8,1 |
Ortalama yağış (mm) | 109,8 | 84,8 | 67,8 | 54,7 | 47,6 | 19,8 | 7,0 | 5,3 | 17,6 | 40,6 | 72,7 | 126,7 | 654,4 |
Kaynak: Meteoroloji Genel Müdürlüğü[11] |
Şehirde turistik mekanlardan bazıları:
– Divan Otel(5*)
Adana, büyük bir kısmı koruma altına alınmış birçok park ve bahçeye ev sahipliği yapmaktadır.[40] Şehrin sahip olduğu ılıman iklim sayesinde, park ve bahçeler kış bakımına ihtiyaç duymaksızın tüm yıl açık kalabilmektedir.
Seyhan Nehri’nin her iki yakasında bulunan gezi patikaları, şehrin tamamından Seyhan Havzası’nın en güney ucuna kadar sürmektedir.
Gezi patikaları daha sonra, Seyhan Havzası’nın güney kıyıları boyunca devam eden Adnan Menderes Bulvarı’yla kesişmekte ve bulvarın geniş kaldırımları, havzanın batı ucundaki patikaya kadar uzanmaktadır. adana gezi
Eski ve yeni baraj arasında bulunmakta olan Dilberler Sekisi nehrin batı yakası boyunca uzanmakta olup patikanın en manzaralı bölümüdür. Eski barajın patikası üzerinden Seyhan nehri’ni geçen ve sulama kanalının batı yakası boyunca devam eden gezi patikaları doğu yönünden şehrin batı ucuna kadar uzanmaktadır. Bu patika yolunun bazı kısımları henüz tamamlanmamıştır. Şehir içerisinde birkaç parkı bağlayan yaklaşık 30 km lik patika yolu bulunmaktadır.
Merkez Park, Seyhan Nehri’nin her iki yakasında ve Sabancı Camii’nin hemen kuzeyinde bulunan 33 hektarlık şehir parkıdır. Açık bir alanda çok sayıda ağaç ve bitki türlerine ev sahipliği yapan parkın manzarası büyük ilgi çekmektedir. 2,100 koltuklu amfitiyatro, bir Çin üsulü bahçe ve iki kafesiyle şehrin merkezi eğlence alanıdır. Ayrıca Parkta pek çok kürekçinin cazibe merkezi konumunda bulunan Kürekçilik Kulübü vardır.
Atatürk Park, Cumhuriyetin ilk yıllarında kurulmuş 4.7 hektarlık bir şehir parkıdır. Merkezi olarak ticari bölgede bulunmaktadır. Söz konusu parka bir Atatürk büstü vardır ayrıca halka açık törenlere ev sahipliği yapmaktadır.
Süleyman Demirel Parkı, Çukurova Üniversitesi araştırmacılarının özel çalışmaları için oluşturulmuş odunsu bitkilerin canlı koleksyonunu bünyesinde barındıran büyük bir botanik bahçedir. Bu ağaç parkı ayrıca eğitim amaçlı ya da şehir sakinleri tarafından eğlence amaçlı kullanmaktadır. Parkta 512 tür bitki vardır.[41]
İnönü Botanik Parkı, Adana Adalet Sarayı’nın bitişinde bulunmakta olup birçok türde Çukurova çiçekleri burada sergilenmektedir.
Çobandede Parkı, Seyhan Havzası’nın batı kıyısındaki 16.5 hektarlık bir parktır. Bir tepede bulunmakta olup Havza ve çevresinin manzarasına sahiptir. Ayrıca parkta Karslı Köyü’nün ilerigelenlerinden Çoban Dede’nin mezarı bulunmaktadır. Birçok insan onun mezarını ibadet etme ve ona dua etmek için ziyaret etmektedir.
Yaşar Kemal Korusu, Seyhan Nehri’nin doğu yakasında Dilberler Sekisi’nin karşısında bulunan bir yürüyüş alanıdır. Aslen Çukurovalı olan ünlü yazar Yaşar Kemal adına yaptırılmıştır.
Çatalan Korusu, Çatalan ve Seyhan Havzaları arasında eğlence alanıdır. adana gezi
Seyhan Nehri’nin batı yakasında (Seyhan) bulunan seki, yürüyüş parkuru ve semte verilen genel ad. Dilberler Sekisi, Gece
Dilberler Sekisi, alüvyal tabanlı vadi üzerindeki Seyhan Nehri’nin, yeniden canlanarak yatağını kazması neticesinde oluşan yüksekte kalmış eski vadi tabanıdır.
Türkiye’de çeşitli zamanlarda epirojenez görüldüğü için vadiler boyunca taraçalar da görülür. Taraçalar biriktirme şekilleri olmakla birlikte oluşumlarında akarsu aşındırması da etkili olmuştur.
Dilberler Sekisi, Seyhan nehri ‘nin zamanla yüzeyi aşındırarak şekil verdiği ve teraslar oluşturduğu doğal bir yapıdır.
Nehir kenarında bulunan bu bölge zamanla Çam, okaliptüs, salkım söğüt, palmiye ve rengarenk çiçeklerle yeşillendirilmiş ve nehir yakınında şelalenin bulunduğu yaklaşık 1.5 milyon metrekarelik Seyhan Vadisi bir rekreasyon alanı oluşturulmuştur.
Sekide, yosun kokusuyla karışık Seyhan’ın kokusunu hissederek sabah yürüyüşleri ve akşam gezileri yapılabilmektedir. Ayrıca köprünün kolonlarında kim olduğu bilinmeyen Graffiti sanatçıları tarafından yapılan imzalar bulunmaktadır. adana gezi
Nehir kenarında, Seyhan Barajı ile Eski Baraj arasındaki yaklaşık 5 kilometrelik Dilberler Sekisi yürüyüş ve gezinti parkuru bulunur. Buradan, Gençlik Köprüsü ile Seyhan nehrinin diğer yakasındaki Yaşar Kemal Korusu’na bisikletle ya da yürüyerek geçmek mümkündür. Seki sayesinde kentin göbeğinde kentten apayrı, yeşil ve doğayla başbaşa zaman geçirilebilmektedir.
Ayrıca bkz.:Adana’daki tiyatrolar
Çukurova’nın ürünü pamuğu simgeleyen “Altın Koza Film Festivali” ilk kez 1969 yılında ‘Altın Koza Film Şenliği’ adıyla Adana Belediyesi ve Adana Sinema Kulübü öncülüğünde gerçekleştirildi.[42] Türk Film Arşivi’nin katkılarını da yanına alan Altın Koza Film Festivali, o tarihten bu yana her yıl zenginleşen içeriği ile sadece Çukurova Bölgesi’nin değil, Türkiye’nin en önemli kültür–sanat etkinliklerinden biri oldu.[43]
Şenlik, ilk kez düzenlendiği 1969 yılından itibaren Türk sinemasına verdiği ödüllerle destek olmaya başladı. İlk yıl, Metin Erksan, Kuyu filmi ile En İyi Yönetmen ve En İyi Film dallarında Altın Koza’yı evine götürürken, Fatma Girik, Ezo Gelin ile En İyi Kadın Oyuncu, Yılmaz Güney, Seyyit Han ile En İyi Erkek Oyuncu ödüllerine sahip olan ilk Altın Koza’lı sanatçılar oldu. adana gezi
1973 yılına kadar Şenlik beş kez sinemaseverlerle buluştu. Ancak Altın Koza, ekonomik imkânsızlıklar nedeniyle onsekiz yıl sürecek bir suskunluğa gömüldü. 1992 yılında Adana Belediyesi, Adanalılar ve sanat dünyasından gelen “Altın Koza yeniden canlansın” talebini sonuçsuz bırakmayarak Şenliği, Türk sanat dünyasına yeniden armağan etti.
Altın Koza, bu süreçte Adana kültür-sanat yaşamındaki boşluğu doldurması gerektiğini düşünerek sinema şenliğini bir kültür-sanat festivaline dönüştürdü.
Altın Koza Kültür ve Sanat Festivali, 1992’de düzenlediği Ulusal Uzun Film Yarışması’nın yanı sıra Türk Sineması’nın geleceğine de sahip çıktı. Festival, Öğrenci Filmleri Yarışması’nı da programına ekledi ve Türkiye’de ilk kez bu alanda yarışma düzenleyen Festival oldu. Altın Koza Kültür ve Sanat Festivali ayrıca resim, tiyatro, müzik, fotoğraf ve düşünsel çalışmaları Adanalı sanatseverlerin beğenisine sundu.
1998’de Adana depremine duyarsız kalamayan Büyükşehir Belediyesi Yönetimi o yıl Altın Koza bütçesini depremzedeler için kullanarak Festivali düzenlememe kararı aldı. 1999’da ise Marmara depremi nedeniyle ülkede ulusal yas ilan edilmesi sonucu Festival gerçekleştirilemedi. Festival bütçesi o yıl da Marmara depreminden zarar gören depremzedelere aktarıldı.
1999 yılı itibarıyla Altın Koza yıla yayılan kültür sanat etkinlikleriyle devam etti. 7 yıllık aradan sonra 12. Altın Koza Film, Kültür ve Sanat Festivali 2005 yılında 31 Mayıs–05 Haziran tarihleri arasında yapıldı. 2005 yılından bu yana kesintisiz devam eden Festival, programına eklediği ‘Dünya Sineması’ ve ‘Akdeniz Filmleri Seçkisi’ ile uluslararası kimliğe bürünmüş ‘Akdeniz Ülkeleri Uluslararası Kısa Film Yarışması’ ile de bu kimliğini pekiştirmiştir. adana gezi
Altın Koza Film Festivali, Akdeniz Ülkeleri’nin yanı sıra Amerika Birleşik Devletleri’nden Japonya’ya kadar dünyanın pek çok ülkesinden filmi, sektörün her alanında görev yapan sinema profesyonelini konuk eden bir sinema platformu haline gelmiştir.
1998 yılından itibaren her yıl Sabancı Vakfı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Devlet Tiyatroları işbirliğiyle düzenlenen Devlet Tiyatroları Sabancı Uluslararası Tiyatro Festivaliçerçevesinde çok sayıda yabancı ve yerli tiyatro topluluğu oyunlarını sergilemektedir.
Her yıl düzenlenen ve 1 ay süren tek milletlerarası festival olma özelliğine de sahip festival süresince sergilenen oyunları 20.000’e yakın tiyatrosever izlemektedir. Festival programındaki oyunlar 2005 yılına kadar sadece Adana’da sergilenirken, bu oyunların bir bölümü 2005 yılından beri İstanbul’da Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi’nde de sahneye konmaktadır. adana gezi
18-19-20 Mayıs 2012 tarihli Adana Uluslararası Hava Oyunları Festivali, çok hafif motorlu hava araçları sınıfında Türkiye’de düzenlenen ilk festivaldir.
Uluslararası Engelli Gençlik Festivali, her yıl dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen konuklarıyla, Adana’da düzenlenen ve renkli görüntülere sahne olan bir etkinliktir.
11 Nisan 2014 -13 Nisan 2014 tarihleri arasında bu yıl 2. si olmak üzere her yıl kutlanmaya başlanmıştır. Dünyanın değişik ülkelerinden gelen misafirleri ile Adana’da çok renkli görüntüler sergilenmiş olup, Adana’nın tanıtımına çok büyük katkı sağlamıştır.[44]
Adana Mutfağı’nın diğer ünlü yemekleri ise şunlardır:
Mardin Nerededir? Mardin ili Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin Dicle Bölümü'nde yer alır. Suriye ile sınır komşusudur.… Daha fazla oku
Şanlıurfa Nerededir? Şanlıurfa, eski ve halk arasındaki kısa adıyla Urfa Güneydoğu Anadolu bölgesinde bulunur. Türkiye'nin… Daha fazla oku
Zonguldak Nerededir? Zonguldak, Türkiye'nin ili. Karadeniz kıyısında bulunan il, özellikle limanıyla Türkiye'nin Karadeniz ülkeleriyle arasındaki deniz ticaretinde önemli bir… Daha fazla oku
Bartın Nerededir? Bartın gezi, Türkiye'nin Karadeniz Bölgesi'nde Batı Karadeniz Bölümünde küçük bir ildir. 1991 yılında Zonguldak ilinden ayrılarak Türkiye'nin 74. ili olmuştur. Doğusunda Kastamonu,… Daha fazla oku
Nevşehir Nerededir? Nevşehir, Türkiye'nin İç Anadolu Bölgesinde yer alan bir ildir. Nevşehir, Muşkara adlı bir köy iken, şehir… Daha fazla oku
Kahramanmaraş Nerededir? Kahramanmaraş, eski ve halk arasındaki adıyla Maraş (, Türkiye'nin bir ili ve en kalabalık on… Daha fazla oku