Antakya Gezi
Antakya (Arapça: انطاكيّة, Anṭākye; Yunanca: Ἀντιόχεια, Antiohia), Hatay ilinin nüfus bakımından en büyük ilçesidir ve Hatay ilinin büyükşehir olmadan önceki merkezidir. Yeni düzenlemeyle birlikte Antakya ve Defne Belediyesi olarak ayrılmıştır. Ortasından Asi Nehri geçmektedir.
Hatay’ın merkez ilçesi konumundaki Antakya, bir çok medeniyete ev sahipliği yapmıştır.
Hava şartlarını düşünecek olursak ılıman iklim söz konusu olduğu için, Hatay dört mevsim ziyaret edilmeye uygundur. Mesela kış döneminde Hatay mutfağının eşsiz lezzetlerini keşfedip kültür ve tarih bakımından birçok etkinlik gerçekleştirebilirsiniz. Yazın ise Arsuz Plajı’nda ya da Çevlik Plajı’nda deniz-kum-güneş üçlüsünün keyfini doyasıya çıkarabilirsiniz.Hatay sadece mutfağı ile değil muhteşem kültürü ile de büyüleyicidir.
Kasap deyip geçmeyin. Pöç Kasabı Antakya’nın en iyi testi ve kağıt kebabını yapan mekan. Dışarıdan bakıldığında mahalle kasabına benzer bir görüntüye sahip olsa da, içeride 3 katlı bir kebapçı sizi bekliyor. Odun ateşinde pişirilen bu güzellikler pişmiş domates, biber, soğan ve sarımsak ile servis ediliyor. Antakya’ya yolunuz düşmüşken bu lezzetlerden mahrum kalmayın! Antakya Gezi
Adres: Yeni Camii Mahallesi, Uzun Çarşı Cad. No:154 Antakya/ Hatay – Tel: (0326) 213 95 03
Antakya’ya gidip de künefe yemeden dönmeden olmaz. 120 yıllık yüce bir Çınar ağacının altında yer alıyor Yusuf Usta’nın yeri. Burada künefe koca koca tepsilerde odun ateşinde pişiyor. Diğer künefelerden farklı olarak midenizi ağırlığıyla rahatsız etmiyor. Künefenizi kaymaklı, fıstıklı, dondurmalı yiyebileceğiniz gibi sade de yiyebiliyorsunuz. Çınaraltı Yusuf Usta her gün 08.00-19.00 arası açık, yalnızca grup davetleri için rezervasyon var. Kredi kartı geçerli değil. Antakya Gezi
Adres: Ayakkabıcılar Çarşısı Pazar Sok. Ahmediye Camii No:2 Antakya/ Hatay – Tel: (0326) 212 68 88
100 yıl boyunca Antakya’nın önemli ailelerine ev sahipliği yapan konak 2013 den beri restaurant olarak hizmet veriyor. Nezih bir mekan. 28 çeşit mezeleri var ama en dikkat çekenleri tabii ki Antakya’ya özgü olanlar. Humus, abbagannuç/babagannuş ve fettuş bunlardan sadece birkaçı. Şunu da söylemeden geçmeyelim, simit kebabı yiyeni bağımlı hale getirebilir! Her gün 10.00-00.00 arası açık. Antakya Gezi
Adres: Zenginler Mah. Kastal Sok. No:2 Antakya/ Hatay Tel: (0326) 214 32 14
Alışılagelmiş dönerlerden tamamen farklı. Özel soslu döneri, olayı nefis bir boyuta taşıyor. Et döneri de tavuk döneri de başarılı. Ayrıca iskender, porsiyon et/tavuk döner, et/tavuk dürüm ve pilav üstü et döner seçenekleri de var. Ayaküstü bir şeyler yemek istiyorsanız Abdo Döner bu konuda harika bir seçenek. Antakya Gezi
Adres: Zenginler Mah. Hürriyet Cad. 19/A Antakya/Hatay Tel: (0326) 212 75 46
Sultanlara layık bir kahvaltı yapmak istiyorsanız Antakya kahvaltı evi oldukça iyi bir seçenek. Ciddi kahvaltılık çeşitliliğine sahip. Zahter salatası, tereyağında kızartılmış Antakya peyniri, acılı çökelek, mandalina suyu bunlardan sadece birkaçı. Eski bir Antakya evinin avlusunda bulunan otantik bir mekan. Kullanılan malzemeler kaliteli. Çalışanlar güleryüzlü ve ilgili. Hafif de Türk sanat müziği. Daha ne olsun! Antakya Gezi
Adres: Koca Abdi Mah. Beyazıt Sok. No:1 Antakya/Hatay Tel: (0326) 213 90 95
Tarih kokan bir yapı. Üzüm salkımları Haytalı keyfinize keyif katıyor. Şekersiz su muhallebisinin üzerine gülsuyu ve vanilyalı dondurma eklenip servis ediliyor. Hafif ve ferah bir lezzet. Çalışanlar güleryüzlü. Hizmet iyi. Sıcak Antakya günlerinin vazgeçilmezi olan bu pembiş tatlıyı mutlaka Affan Kahvesi’nde deneyiniz. Antakya Gezi
Adres: Güllü Bahçe Mah. Kurtuluş Cad. No: 42/A Antakya/Hatay Tel: (0326) 215 12 48
Dürüm özel sosu sayesinde Hatay usulü döner oluyor. Kullanılan lavaşı, eti, turşusu hepsi ayrı ayrı çok lezzetli, çok güzel. Ancak acılı dürüm istemeden önce iki kere düşünmek gerek. Çünkü biberler gerçekten acı. Dikkat! Kebapçı Ulaş’ın Yeri’nde yediğiniz dürümün tadı damağınızda kalabilir. Antakya Gezi
Adres: Çağlayan Mah. Ürgen Cad. No:6 Antakya/Hatay Tel: (326) 231 73 38
Humus ve Antakya birbirleri ile özdeşleşmiş iki şey. İbrahim Usta’da çok fazla çeşit yok. Yalnızca humus ve bakla ezmesi var, zaten onlar da yetiyor. Eğer vegan veya vejetaryenseniz burası tam size göre. Salaş ve minnak bir mekan. Humusu bir de İbrahim Usta’dan yiyin! Antakya Gezi
Adres: Güllü Bahçe Mah. Saray Cad. Sakarya İşhanı No:13 Antakya/Hatay – Tel: (0326) 213 55 06
Maho’nun Yeri 31 yıllık geçmişe ve tecrübeye sahip bir kebapçı. Kuşbaşı kebabı ve kağıt kebabı buranın “en” lerinden. Kebap dışında oldukça geniş ve başarılı meze menüsüne sahip bir mekan. Soslu ciğer, tereyağlı humus, muhammara, biberli ekmek, kekik salatası ve Alinazik; kebaplarınıza lezzet katıyor. “Çok yedim” deyip tatlıyı es geçmeyin, kabak tatlısı bir harika! Servis hızlı. Çalışanlar güleryüzlü. Her gün 10.00–22.00 saatleri arasında açık. Antakya Gezi
Adres: Kuzeytepe Mah. Atatürk Cad. No:31 Antakya/Hatay – Tel: (0326) 241 43 05
Büyük kahvaltı sofralarını seviyorsanız ve Antakya’ya yolunuz düşmüşse mutlaka Yusuf Dayı Kahvaltı’ya uğrayın derim. Vadi manzarasına sahip bu mekan bol oksijenle kafanızı da karnınızı da açıyor. Zahter, zeytin salatası, tuzlu yoğurt, biberli ekmek, çökelek gibi yöresel lezzetler kahvaltı sofrasını süslüyor. Her daim kalabalık bir mekan. Rezervasyon yaptırıp gitmekte fayda var.
Adres: Döver Mah. Defne Belediyesi Antakya/ Hatay – Tel: (0326) 640 24 55
Tarih kaynaklarına göre Antakya, MÖ 300 civarında Büyük İskender’in komutanlarından Seleucus Nicator tarafından kurulmuştur. Antik kaynaklara göre Antakya üç yüz bin nüfusuyla Roma İmparatorluğu’nun 3. dünyanın ise 4. büyük kentiydi.
Babası Antiochus’un isminden ‘Antiocheia’ adıyla kurduğu şehir, Silpius Dağı (bugünkü Habib Neccar Dağı) eteğinde ve Asi Nehri (Orontes) kenarında yer almıştı. Acus’un yönetimine giren topraklarda Antakya dışında başka yerlerde çok sayıda Antiocheia daha kurulmuştu.
Antakya civarının tarihi, şehrin kuruluşuna göre çok daha eskidir. Değişik kaynaklarda belirtildiğine göre, Tell-Açana höyüğündeki kazılar Kalkolitik Çağdan (MÖ 5000-4000) itibaren yörenin yerleşim için kullanıldığını göstermektedir. Anadolu’yu Filistin ve Suriye’ye bağlayan yol üzerinde, Mezopotamya’yı Doğu Akdeniz’e bağlayan noktalardan biri olması nedeniyle Hatay’ın eski bir yol güzergahı olduğu çok açıktır. Burası Hitit ve Eski Mısır İmparatorluklarının sınırlarını oluşturan bölgenin eşiğindeydi.
Makedonyalı Büyük İskender’in doğuya doğru fetihlerini sürdürürken Pers kralı Darius’la yaptığı İssus Savaşı, MÖ 333 yılında, İssus yakınlarında, bugünkü Payas ilçesinde, Pinarus nehri (bugünkü Deliçay) üzerinde gerçekleşmiştir. Bu savaşın hemen ardından İskender, Pers donanmasını limansız bırakmak amacıyla kıyı boyunca güneye ilerledi. Suriye, Filistin ve Mısır’ı ele geçirdikten sonra MÖ 331 yılında, Fırat nehri üzerinde yapılan Gaugamela Savaşı ile Mezopotamya da Makedonyalıların eline geçmiş oldu.
Ancak Büyük İskender’in MÖ 323 yılında Babil’deyken ölmesinin ardından fethedilen topraklar İskender’in komutanları arasında bölündü. Suriye ve Mezopotamya bölgesi üzerindeki güç savaşı Seleucus Nicator’un lehine sonuçlandı (MÖ 301). Öncelikle Seleucus krallığının başkenti olarak, Akdeniz kenarında bir liman olduğundan Seleucia Pieria (bugünkü Samandağ, Çevlik) seçilmişti. Seleucus, yendiği rakibi Antigonus (Monophtalmus)’un bugünkü Antakya’nın 5 km. kadar kuzeyindeki yönetim merkezi Antigonia’yı yıkarak halkını kendi adıyla kurduğu bu yeni başkente (Seleucia) naklettirdi. Ancak Mezopotamya civarı ve güney Suriye’nin kontrol edilebilmesi açısından ve Seleucia’nın denizden gelecek saldırılara açık olması nedeniyle yeni bir kent, Antiocheia kuruldu.
Bu kent, yendiği rakibinin Antigonia’sıyla aynı yerde değildi, daha güneyde Silpius Dağı eteğinde ve Orontes (Asi) kenarında idi (MÖ 300). Antakya’nın Seleucus Krallığı’nın başkenti olması ise Seleucus Nicator’un ölümünden sonra oğlu Antiochus Soter (MÖ 281-261) zamanında olmuştur.
Hatay’ın anavatan Türkiye’ye katılması öncesinde, 2 Eylül 1938 tarihinde 10 aylık bir süre varlığını sürdüren Hatay Devleti kuruldu. Toprakları, Milletler Cemiyeti (Cemiyet-i Akvam) belgelerinde İskenderun Sancağı olarak yer alan bölgeydi. 16 Haziran 1939’da TBMM’nde alınan kararla Türkiye ile Hatay Devleti arasındaki sınır çizgisi kaldırılarak geçersiz kılındı.
23 Temmuz 1939’da ise anavatana katılma, son Fransız kıtasının kışladan çıkmasıyla ve Fransız kıtasının da yer aldığı törenle kışlaya Türk bayrağı çekilmesiyle tamamlanmış oldu.
Antakya, 2012 yılında çıkarılan 6360 sayılı kanun ile Hatay ilinde büyükşehir belediyesi kurulmasından sonra ilçe oldu.
Antakya ilçesinin yüzölçümü 703 km²’dir.[4] Antakya, coğrafi konum ve yüzölçümü bakımından Hatay’ın 2.büyük ilçesidir. Akdeniz iklim bölgesinin doğu ucunda, kıyıdan 22 km kadar içerde olar kentin denizden yüksekliği yaklaşık 80 m’dir. Kuzeyde Nur Dağları (Amanos Dağları) ile güneyde Kel Dağ (Cebel-i Akra) arasında kalan Aşağı Asi Vadisi’nin başlangıcında, Kel Dağı’nın kuzeydoğusunda, 440 m rakımlı Habib-i Neccar Dağı’nın eteklerindedir. Kentin kuzeydoğusuna doğru gelişen ve Hatay çöküntü alanının ortasında yer alan Amik Ovası, zirai potansiyeli çok yüksek kalın bir alüvoyal toprak tabakası ile kaplı olup, aynı zamanda ilin en büyük toprak düzlüğünü oluşturur.
Tepelerin zirvelerine tırmanarak kenti çepeçevre saran sur kalıntıları ve kalesiyle kentin adeta simgesi olan ve eteklerinde Antakya’nın kurulu olduğu Habib Neccar Dağı, kenti güneybatı-kuzeydoğu istikametinde sınırlayan bir dizi tepelerin oluşturduğu doğal bir engeldir.
Antik Çağdaki ismi Silpius olan Habib Neccar Dağı’nı da içine alan Keldağ sırası, altyapı serpantin ve gabro gibi yeşil renkli kütlelerin oluşturduğu, üst kısımlarda ise bazalt ve kalkerin hakim olduğu jeolojik bir yapıya sahiptir. Habib Neccar’ın kuzeybatı yamaçları, genç fayların dik basamaklar oluşturduğu parçalanmış, arızalı yüzeyler halindedir.
Anadolu’nun güneyinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin sınır vilayetlerinden biri olan Hatay ilinin yönetim merkezi Antakya, 36 10′ kuzey enlemi ve 36 06′ doğu boylamı ile yurdumuzun en güneyinde yer alan kent niteliğindeki yerleşme merkezidir.
2016 yılı verilerine dayanarak 365 bin nüfusa sahip bir ilimizdir.
Antakya ve civarında Akdeniz iklim tipi egemendir. Bu nedenle kentte yazlar sıcak ve kurak, kışlar ılık ve yağışlı geçer. Ancak, kıyı şeridi ile dağların arka kısımları ve yükseltisi fazla olan yerler arasında iklim koşullarındaki bölgesel farklar nedeniyle Antakya’daki iklim koşulları kıyı şeridine kıyasla biraz farklılık gösterir.
Bu nedenle sıcaklık, kıyılarda yüksek değerlerde kalır. Yazların, kıyı şeridine kıyasla daha serin geçmesinin bir nedeni de en sıcak ortalamaların kaydedildiği ayların aynı zamanda, Antakya’da rüzgarın en hızlı estiği ve en çok esme sayısına ulaştığı aylar oluşudur.
Kuzey yönünde yaklaşık 30 km boyunca Türkiye-Suriye sınırını oluşturacak şekilde akan Asi Nehri, Türkiye topraklarına girdikten sonra batıya döner ve bugün kurutulmuş olan Amik Gölü’nün ayağı Küçük Asi ile birleştikten sonra güneydoğu doğrultusuna yönelir ve Samandağ’ın güneyinde Akdeniz’e dökülür. Antik Çağ‘ın Orontes’i olan Asi’nin kaynağı, Lübnan Dağları’dır. Antik çağda küçük tonajlı nehir gemilerinin seyrüseferine imkan veren ve Antakya’yı asırlar boyu Akdeniz’e bir su yolu ile bağlanmış olan Asi Nehri’nin bugün akıttığı ortalama su miktarı, kentin içinde 5,04 m³/sn.dir. Antakya içinden geçen ve bir kanal haline getirilmiş olan yatağı, yaklaşık 2 km uzunluğunda ve 30–35 m genişliğindedir.
Eski Antakya, Asi Nehri ile Habib Neccar Dağı arasında kalan doğu kısmıdır. Asi üzerinde, şehrin iki yakasını bağlayan bir dizi köprü vardır. Eski köprülerden biri olan, Amik Gölü’nün kurutulması projesi çerçevesinde, Asi’nin genişletilmesi ve yatağının taranması çalışmaları sırasında kentin Roma Çağı’ndan beri ayakta duran ünlü taş köprüsü (ki Diocletian zamanında yapıldığı tahmin edilir), 1972 yılında dönemin belediye başkanı tarafından hunharca yıkılarak yerine bugünkü betonarme köprü inşa edilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kozmopolit kentlerinden birisidir. Çok uzun bir süre boyunca bir arada yaşamayı öğrenmiş, etnik kökenleri, dinleri farklı birçok topluluğa ev sahipliği yapan bu kent UNESCO (BM Eğitimsel, Bilimsel ve Kültürel Organizasyonu) barış kenti adayı olmuş ve ikinci kent seçilmiştir. (UNESCO Sekretaryası bu kategori dahil 8 ödül uygulamasına son verdiğini duyurmuş, ancak şehirlerle ilgili bir veritabanı oluşturmuştur). Çok kültürlü yapısını tarih boyunca korumuş olan ilde aynı ulusa mensup birden fazla dini cemaat bulunmaktadır. Sünni, [[Süryaniler]], [[Katolikler]], [[Ortodoks Kilisesi|Ortodoks]] [[Rum]]lar, [[Protestan]] Araplar, Maruni Araplar, [[Ermeniler]], [[Yahudiler]], [[Gürcüler]] ve diğer küçük topluluklar Hatay’ın çok kültürlü yapısının dinamiklerini oluştururlar. Örneğin Samandağ ilçesi çoğunluk olarak Nusayri Araplardan oluşurken, Altınözü ilçesi hem Sünni Arap hem de Türk Müslümanlardan ve Süryanilerden oluşmaktadır.
Müzenin biten 2. etap çalışmaları neticesinde, müze dünyada mozaik koleksiyonunun sergilendiği en büyük müze olmuştur.
Mardin Nerededir? Mardin ili Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin Dicle Bölümü'nde yer alır. Suriye ile sınır komşusudur.… Daha fazla oku
Şanlıurfa Nerededir? Şanlıurfa, eski ve halk arasındaki kısa adıyla Urfa Güneydoğu Anadolu bölgesinde bulunur. Türkiye'nin… Daha fazla oku
Zonguldak Nerededir? Zonguldak, Türkiye'nin ili. Karadeniz kıyısında bulunan il, özellikle limanıyla Türkiye'nin Karadeniz ülkeleriyle arasındaki deniz ticaretinde önemli bir… Daha fazla oku
Bartın Nerededir? Bartın gezi, Türkiye'nin Karadeniz Bölgesi'nde Batı Karadeniz Bölümünde küçük bir ildir. 1991 yılında Zonguldak ilinden ayrılarak Türkiye'nin 74. ili olmuştur. Doğusunda Kastamonu,… Daha fazla oku
Nevşehir Nerededir? Nevşehir, Türkiye'nin İç Anadolu Bölgesinde yer alan bir ildir. Nevşehir, Muşkara adlı bir köy iken, şehir… Daha fazla oku
Kahramanmaraş Nerededir? Kahramanmaraş, eski ve halk arasındaki adıyla Maraş (, Türkiye'nin bir ili ve en kalabalık on… Daha fazla oku